Araba tozlu ve bozuk yolda sarsılarak ilerliyordu. Güneş tam tepedeydi. Bir yandan
sıcak, bir yandan toz toprak insanı bunaltıyordu.
“Of. Çok sıcak. Nereden çıktık bu yolculuğa?” diye söylendi Sevgi. Yanına duran
kardeşi Çetin ona ters ters baktı. “Neden şikâyet ediyorsun? Bu yolculuğa çıkmayı sen de
çok istemiştin.” dedi.
Önde, Mehmet’in yanında oturan Aydın da söze karıştı. “Evet. Hem Metin ağabey bu
yolculuğun yorucu olacağını söylemişti bize.”
Sevgi, somurtarak sustu ama içinden onlara hak verdi. Metin ağabeyi, babasına
çocukları gezdirmek istediğini söylediğinde çok sevinmişti. Hatta babasını razı etmek için
en çok kendisi yalvarmıştı. Bunu anımsayınca somurtmaktan vazgeçti ve yanındaki
Ufacık’ı okşadı. Ufacık, neşeyle kuyruğunu salladı.
“Daha ne kadar yolumuz var Metin ağabey?” diye sordu Aydın.
Metin, önündeki haritaya baktıktan sonra:
“Az kaldı.” dedi. “Nasıl, eğleniyor musun? Gördüklerin hoşuna gidiyor mu?”
“Hem de nasıl. Güzel yurdumuzu ilk kez görüyorum. Öyle sevinçliyim ki. Beni bu
geziye çıkardığınız için size ne kadar teşekkür etsem azdır. Almanya’ya dönünce
gördüklerimi kardeşime ve arkadaşlarıma anlatacağım.”
Gülsüm CENGiZ
Taş Devrine Yolculuk
(Aşağıdaki 5 soruyu yukarıdaki metne göre cevaplayınız.)
Yukarıdaki metinde anlatılan olay nedir?